AV. ABDULLAH ÖZDEMİR
(21.10.2021)

GİRİŞ
    Reklam sözcüğü esasen Fransızcadan alınmıştır. Fransızca ’da réclame olarak yazılmakta olup, sözlük anlamı ilk olarak ‘’iddia, protesto, bağırarak ileri sürülen şey’’ anlamına gelmekle beraber ikincil anlamı ‘’ilan’’ dır. Ayrıca anılı sözcük latince aynı anlama gelen reclamare fiilinden alıntılanmış olup, Türk Dil Kurumu’nda yazılmış tanımı ise ‘’Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol’’ dur. 
Reklam sözcüğü, günümüzde çok geniş ve dar anlamlarda kullanılmaktaysa da genel bir tanım olarak reklam sözcüğünü açıklamak gerekirse, ‘’Reklâm, gazete, dergi, radyo, televizyon, afiş, tabela gibi medialar aracılığıyla çeşitli mal ve hizmetlerin geniş halk kitlelerine tanıtımıdır. Bu mal ve hizmetlerin nereden, nasıl, ne fiyata alınacağı ve nasıl kullanılacağı hakkında tüketiciye bilgi veren, ona parasını en iyi şekilde değerlendirme yolunu gösteren bir araçtır. Aynı zamanda üreticinin, iş adamının iyi bir pazar bulmasına, sermaye ve çabasını değerlendirmesine, yeni üretim ve yatırımlara yönelmesine büyük bir destek unsurudur.’’ Reklam kavramı hakkında yapılan geniş tanım, günümüz dünyasında halen geçerliliğini korumakta ise de gelişen teknolojiyle beraber kullanmakta olduğumuz telefonlar ve sosyal medya platformları hızı ve kitlelere ulaşma gücü gözetildiğinde hem yeni hem de en gözde reklam araçları olarak kullanılmaktadır. 
Avukatlık mesleği açısından reklam kavramı üzerinde dikkatlice durulması ve araştırılması gereken bir konudur. Çünkü, avukatlık mesleği, devletin en önemli görevlerinden biri olan adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunması özel bir meslek hukukuna tabi olmasını gerektirmekte olup, bu yönüyle avukatlık diğer meslek gruplarından ayrılmaktadır. Avukatlık mesleği, bilgi birikimi, emek ve çaba gösterilmesi gereken bir meslek grubudur.     
İşbu nedenle, avukatların reklam yapma yasağı, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 55. maddesinde düzenlenmiş olup, anılı kanun yönetmeliğine dayanak yapılarak düzenlenen TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Avukatların reklam yapma yasağı, Avukatlık Kanun’un 55. maddesi ve TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği ile uygulamaktadır.
3-REKLAM YASAĞI GEREKÇELERİ
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1. Maddesinde ‘’Avukatlığın, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.’’ İfadesi yer almaktadır. Anılı kanun hükmünde de belirtildiği üzere aslında avukatlık mesleğinin icrasında iki taraf bulunmaktadır. İlki, avukatın mesleğini icra ederken kazanç amacı dışında adaletin gerçekleştirilmesi, hakkın savunulması, hakkın yerine getirilmesini sağlayan bir kamu hizmeti görevini yerine getirmekteyken ikincisi hayatını idame ettirmek için para kazandığı, müvekkilinin hakkını savunurken aynı zamanda kazanç elde ettiği, rekabetin olduğu serbest meslektir.  
Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 2. Maddesi gereğince, ‘’Avukatın hukuki münasebetlerinin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamakla görevli olduğu belirtilmiş olup, işbu kanun hükmünce de hukuk kurallarının tam olarak uygulanabilmesi, yargı ve adalete olan güvenin sağlanabilmesi için avukatlık mesleğinin kamu hizmeti görevi olduğu’’ bir kez daha anılı kanun hükmünce de belirtilmiştir. Avukatlık mesleği icra edilirken yükümlülükleri ve yasakları Avukatlık Kanunu’nda belirtilmiş olup, avukat mesleğini icra ederken anılı hükümlere bağlı kalarak hareket etmelidir.
İşbu hususta, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 55. Maddesi ve TBB reklam yasağı yönetmeliği reklam yasağı düzenlenerek, mesleğin ticarileşerek haksız rekabetin oluşmasına, avukatlarca yapılacak reklamın meslek anlayışına zarar vermesine, yetenek yerine paranın öne çıkmasına, adalete ve yargıya olan güvenin kaybedilmesinin engellenebilmesi için anılı düzenlemeler yapılmıştır.
A-AVUKATLIK MESLEĞİNİN TİCARİLEŞMESİ VE HAKSIZ REKABETİN ENGELLENMESİ
    Avukatlık mesleğinin serbest meslek olması sebebiyle rekabetin fazlalaşacağı hatta bazı meslektaşların, mesleği icra ederken salt ticari ve para amacıyla etiklik sınırlarını bile aşabileceği ihtimal dahilindedir. Zira avukatlık mesleğinin icrasında reklam yasağının yumuşatılması hatta meslek içinde reklamın serbest bırakılması halinde mesleğin ticarileşmesinin de önü açılacak olup, avukatlık mesleğinin ticarileşmesi neticesinde avukatların müvekkil karşısında bağımsızlığını akabinde de adaletin yerine getirilmesindeki rolünün gerçekleştirilmesi zorlaşacaktır. 
    Bir diğer taraftan, reklamların kontrol edilmemesi veya yumuşatılması neticesinde meslektaşlar arasında da rekabete yol açacağı akabinde de avukatların birbirini rakibi olarak göreceği açıktır. Lakin avukatlar birbirinin rakibi değil, birbirinin meslektaşıdır. Reklam ve rekabet anlayışıyla serbest piyasayla bağdaşmakta olup, avukatlık mesleğiyle bağdaşmamaktadır.  İşbu nedenle reklam yasağı, haksız rekabeti ve avukatlık mesleğinin ticarileşmesinin önünde en büyük engeldir. Bu nedenle, avukatlar iddia, savunma ve karar üçlüsünde yargının kurucu unsuru olarak yer alan, adaletin sağlanmasında yardımcı kişiler olarak kamu menfaatinin zedelenmemesi için reklam yasağına uymak zorundadırlar. Avukat, kendini tanıtmak istiyorsa tanıtım için yapmış olduğu eylemler tanıtım boyutunda kalmalı, iş özendirme boyutuna ulaşmamalıdır. 
B-REKLAMIN MESLEK ANLAYIŞINI ZARARA UĞRATMASININ ENGELLENMESİ
    Reklam, serbest piyasa da ürünü veya hizmetin satışında talebin arttırılması veya tanıtılması amacıyla kullanılmaktadır. Reklam, bu yönüyle kamu hizmeti görevini yerine getiren avukatlık mesleğiyle bağdaşmamaktadır. Avukat, çabası emeği ve bilgi birikimiyle yaptığı işle tanınması gerekmektedir.
C- YETENEĞİN YERİNİ REKLAMA BIRAKMASININ ÖNLENİLMESİ
    Avukatlık mesleği icra edilirken; zaman, bilgi birikimi ve çaba önem arz etmektedir. İşbu sebeple avukat saygınlığını, öğrenme sürecindeki harcamış olduğu zamana, çabaya ve bilgi birikimine ardından da mesleki olarak göstermiş olduğu başarılarla kazanması gerekmektedir. 
D-HAK ARAYANLARIN AVUKATLARA VE ADALETE OLAN GÜVENİNİN KORUNMASI
    Avukatlık Kanunu’nun 2. Maddesine göre “Avukatlığın amacı, hukukî münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukukî mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözülmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukukî bilgi ve tecrübelerini, adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.’’ Avukatlık Kanunu’nun 2. Maddesinde de belirtildiği üzere avukatın adaletin sağlanması da rolü bulunmaktadır. Avukatlık mesleği icra edilirken, reklam yapılma gayesiyle hareket etmesi neticesinde iş sahiplerini yanlış yönlendirilebileceği, hatta beklenti içine girebilmesine sebep olacaktır. Zira avukatlık mesleğinin öncelikli amacı adaletin gerçekleştirilmesidir. 
E-REKLAM YASAĞIYLA AVUKATLIK HİZMETLERİNİN PAHALILAŞMASININ ÖNLENMESİ
    Reklam yasağı anılı kanun ve yönetmelikle sınırlandırılmamış olsaydı iş sahibi doğruluğu tartışılır olan reklamlar yüzünden alacak olduğu hukuksal hizmetin faydalı olup olabileceğinden emin olamayacaktır. Zira avukatlar arasında rekabetin artacak ve pahalı reklam kampanyaları yüzünden avukatlar, iş sahiplerinden daha fazla masraf talep edecektir. Hâlbuki adalet herkes içindir. İşbu nedenle, avukatlık ücretinin makul bir seviyede tutulması ve reklam yasağı sayesinde iş sahiplerinin doğru hukuksal hizmeti tercih ederek, adalete ve avukata olan güvenin sarsılmasının da önüne geçilecektir.
F-AVUKATIN BAĞIMSIZLIĞININ TEHLİKEYE DÜŞMESİ
    Avukatın bağımsızlığı, kendi çabası ve başarılarıyla, saygınlık kazanmalıdır. Eğer ki avukat, müvekkillerini reklama dayalı olarak oluşturmaya başlarsa bağımsızlığı da tehlikeye düşecektir. Avukatların serbest meslek olması yanında kamu hizmeti görevini sürdürmesi de zorlaşacağı ve bu sebeple adalete olan güveninde zorlaşacağı alenidir. İşbu nedenle reklam yasağı, avukatın bağımsızlığı ve adalete olan güvenin sağlanmasında büyük rol oynadığı açıktır.
3-1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU’NUN 55. MADDESİ
Reklam yasağı: Madde 55 – Avukatların iş elde etmek için, reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kağıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır. (Ek fıkra: 2/5/2001 - 4667/35 md.) Bu yasak, ortak avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı hakkında da uygulanır. (Ek fıkra: 2/5/2001 - 4667/35 md.) Yukarıdaki yasaklara ilişkin esaslar Türkiye Barolar Birliğince düzenlenecek yönetmelikle belirlenir.
    Yukarıda belirtmiş olduğum 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 55. Maddesi’ne göre, kanun koyucu avukatların, salt para ve ticari ün adı altında reklam almaları neticesinde ticari amaca odaklanarak, avukatlık mesleğinin kamu hizmeti anlayışının önüne geçeceği ihtimalini göz önünde bulundurmuşlardır. Zira alınan reklamlar nedeniyle avukatlık mesleğinin itibarına gelebilecek zararında engellenmesi için anılı kanun maddesinde de belirtildiği üzere avukatların reklam sayılabilecek her türlü eylem ve eylem girişiminde bulunması özellikle basılı kâğıt ve tabelalarda unvan ve akademik unvan dışında reklam sayılabilecek her türlü eylem yasaklanmıştır. Akabinde aynı kanun maddesinin 2.fıkrasına göre reklam yasağın ortak avukatlık bürosu veya avukatlık ortaklığına da uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanun maddesinin 3. Fıkrasında ise yasaklara ilişkin esasların Türkiye Barolar Birliğince düzenlenen yönetmelikle belirleneceği esas alınmıştır. İşbu hususta anılı kanun maddesinin dayanak olarak alındığı Türkiye Barolar Birliği’nin reklam yasağına ilişkin yönetmeliğinin irdelenmesi ve açıklanması gerekmektedir. 
5- TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ REKLAM YASAĞI YÖNETMELİĞİ
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 55. Maddesi’nin ilk fıkrasında, avukatların reklam ve reklam sayılabilecek her türlü teşebbüsün yapılamayacağı, ikinci fıkrasında da reklam yasağının ortak avukatlık bürosu veya avukatlık ortaklığı uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanun maddesinin 3. Fıkrasında reklam yasağına ilişkin esasların Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenecek yönetmelikle belirleneceği belirtilmiştir. Anılı kanun maddesi dayanak yapılarak 21.11.2003 tarihinde 25296 sayılı Resmî Gazete yayımlanmış olup, anılı yönetmeliğin amacı reklam yasağının lâfzî yorumu aynı zamanda uygulanmasının detaylı olarak açıklanması için oluşturulmuş kaynaktır.
A- YÖNETMELİĞİN AMACI, KAPSAMI VE DAYANAĞI
    21.11.2003 tarihli Türkiye Barolar Birliği reklam yasağı yönetmeliği birinci bölüm, ikinci bölüm ve üçüncü bölümden oluşmaktadır. Anılı yönetmeliğinin birinci bölümünde yönetmeliğin amacı, kapsamı ve hukuki dayanağını belirtilmiştir. 
Amaç-Madde 1 — Bu Yönetmeliğin amacı; bu Yönetmelik kapsamında olanların, iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü girişim ve eylemde bulunmalarının önlenmesidir. Avukatların mesleklerini özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmelerini, avukatlık sıfatının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır şekilde hareket etmelerini, yargılama faaliyetindeki yerlerini ve işlevlerini olumsuzlaştıracak ve yargının görünümünü bozacak davranışlardan kaçınılmasını sağlamaktır.
Kapsam-Madde 2 — Bu Yönetmelik; avukatları, avukatlık ortaklıklarını, avukatlık bürolarını, avukat stajyerlerini ve dava vekillerini kapsar. 
Hukuki Dayanak-Madde 3 — Bu Yönetmelik 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 55 inci maddesi gereğince hazırlanmıştır.
    Anılı yönetmeliğin birinci bölümünün, birinci maddesinde yönetmeliğin amacından bahsedilmiştir. Yönetmeliğin birinci maddesine göre avukatlar işi elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü girişim ve eylemleri engelleme özenini göstermelidir. Anılı yönetmeliğe göre belirtilen hususlar, mesleğin icra edilirken özenle, doğruluk ve onur içinde yerine getirilmesi gerektiğidir. Aynı zamanda avukatlar kamu hizmetini de yerine getirdiğinden mesleğini icra ederken saygı ve güvene yakışır şekilde hareket etmesi gerekirken aynı zamanda yargı işlevini de engellemekten kaçınmaları gerekmektedir. Aynı yönetmeliğin ikinci maddesinde yönetmeliğin kapsamını açıklamakta olup, aynı yönetmeliğin üçüncü maddesi ise anılı yönetmeliğin hangi kanun maddesine dayanarak oluşturulduğu belirtilmiştir. 
    Zira avukatlık mesleği hem serbest meslek olması hem de kamu hizmetini yerine getirmesi neticesinde diğer serbest meslek gruplarından ayrıldığı alenidir. Avukatlık mesleği diğer meslek gruplarına oranla daha fazla sorumluluğa sahip olması sebebiyle avukatlık mesleğinin icrasında yönetmeliğin birinci maddesinde belirtilen hususlara aykırı her davranış adalete olan güveni de sarsacaktır. Lakin avukatlık mesleği serbest meslek olması neticesinde ister istemez rekabet yönü de göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle, anılı yönetmeliğin olmadığı bir hukuk düzeninde, avukatlar arasında haksız rekabetin oluşacağı ve reklama dayalı bir mesleğe dönüşeceği göz ardı edilmemelidir. İşbu hususta anılı yönetmeliğin gerekliliği yadsınamaz bir gerçektir. 
B-BÜRO
MADDE 4 – (Değişik:RG-7/9/2010-27695) Avukat, müvekkillerini bürosunda kabul eder. Bunun mümkün olmaması halinde müvekkille görüşme yapılacak yerin, bu amaca elverişli ve mesleğin saygınlığına yaraşır nitelikte olması gerekir. Avukat büroları; avukatlık hizmetinin bağımsızlığına aykırı olacak şekilde, meslek hizmetleri dışındaki iş ve amaçlara tahsis edilemez.
    Yönetmeliğin 4. Maddesi büroların ne şekilde kullanılacağına ilişkin olup, avukatların meslek onuruna yakışır şekilde mesleğini icra etmesini amaçlamaktadır. Öncelikle, avukatların müvekkillerini bürolarında kabul edeceği, iş sahipleriyle büroda buluşulmayacağı takdirde avukatlık mesleğinin onuruna uygun olan yerde buluşulması gerektiği belirtilmiştir.     Anılı yönetmeliğin amacı büroların avukatın hakimiyetini ve bağımsızlıklarını temsil etmesidir. Zira avukatlar, bu şekilde kendisine ait olan büroda kendi hesabına çalıştığını göstermekte olup, iş sahibine karşı bağımsızlığını göstermektedir. Zira büro dışında da bu standartların korunması gerekmekte olup, sadece ticari amaç hedeflenerek meslek onurunu zedeleyecek davranışlardan kaçınılması gerektiği belirtilmiştir. Avukatlık mesleği rekabete açık bir meslek olması neticesinde büroların ticarethaneye dönüşmesinin engellenmesi için 4. maddenin son cümlesinde avukatlık bürolarının, meslek hizmetleri dışında başka iş ve amaçlara tahsis edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Anılı yönetmelikle avukatın kamu hizmetini yerine getirmesi, adalete olan güvenin sarsılmaması hedeflenmişken aynı şekilde meslekte oluşabilecek haksız rekabetin önlenmesi ve büroların ticarethaneye dönüşmesi engellenmiştir.
C-TABELA
    Tabela yönetmeliğin 5. Maddesinde düzenlenmiştir. Geçmişten günümüze, tabelalar kişilerin icra ettikleri meslekleri tanıtmasında büyük rol oynamıştır. Zira tabelalar, aynı şekilde avukatların kendisini tanıtması, bürolarını göstermesi açısından önem arz etmekle beraber meslek onuruna yakışır şekilde olmasına da özen gösterilmelidir. İşbu hususların önlenebilmesi için yönetmeliğin 5. Maddesinde tabela düzenlenmiştir. 
Madde 5 — Bu Yönetmelik kapsamında olanlar kullanacakları tabelada; avukatlık unvanı ile ad ve soyadı, varsa akademik unvanı, büronun bulunduğu kat ve büro/daire numarası telefon numarası, internet adresi ile e-posta adresi yer alabilir. Tabelada bu Yönetmelikte belirlenenlerin dışında unvan, deyim, şekil, amblem ile Türkçe dışında yabancı dillerde ifade ve sair şekiller, işaret, resim, fotoğraf ve benzerlerine yer verilemez. Aynı büroda birlikte çalışma halinde, avukatlardan birinin veya bir kaçının adı ve soyadı veya sadece soyadı yanında "avukatlık bürosu" ibaresinin ve avukatlık ortaklığı halinde de; ortaklık sözleşmesinde belirtilen ortaklığın adı ve unvanı yanında "avukatlık ortaklığı" ibaresinin de yer alması zorunludur.
    Anılı yönetmeliğin 5. Maddesinin 1. Fıkrasında tabelada bulunabilecek ve bulunması gereken unsurlar tek tek belirtilmiştir.  Bu hususların belirtilmesiyle beraber tabelada bulunmaması gereken hususlarda belirtilmiştir. Yönetmelik dışında unvan deyimlerin engellenmesinin sebebi haksız rekabetin oluşmasını engellemekle beraber dini, dili, ırkı, ön plana çıkarılmasının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Zira avukatlık mesleğinin tarafsızlığına, bağımsızlığına ve mesleki onuruna da yakışmayacağı açıktır.     
    Türkçe dışında yabancı bir dil kullanımının da önüne geçilmesinin sebebi tabelalarda yazılacak olan yabancı kelimelerle iş sahiplerinin diğer meslektaşları yerine yabancı dil bilen avukatı tercih edeceğinin düşünülmesi akabinde meslektaşlar arasında haksız rekabete neden olacaktır. Ayrıca anılı tabelalarında iş sahiplerinin yanıltılmasına sebebiyet vereceği açıktır. Çünkü tabelanın yabancı dilde yazılması avukatın mesleğinde iyi olduğunu, hatta o dilde konuşabildiğini bile göstermemektedir. Bu sebeple avukatlık mesleğinin onurunu da zedeleyebileceği açıktır. 
    Anılı yönetmeliğin 5. Maddesinin son fıkrası şu şekildedir. ‘’ Tabela, fiziki imkansızlık hallerinde bina cephelerine, büro balkonu ve pencerelerine asılabilir. Fiziki imkansızlık halleri dışında, büronun bulunduğu binanın giriş kapısının yanına, giriş holü veya koridoruna, büro giriş kapılarının yanına asılabilir. Bina cephelerine, büro balkonu ve pencerelerine birden fazla tabela asılamaz, benzeri yazılar yazılamaz. Tabela yerine ışıklı pano kullanılamaz, tabela ışık verici donanımla süslenemez. Tabelada en çok iki renk kullanılabilir. Tabela (70 cm x 100 cm) boyutunu geçemez. Ancak birden fazla avukata ya da avukatlık ortaklığına ait tabelalar ile yüksek katlarda kullanılacak tabelalarda bu boyut (100 cm X 150 cm) ye kadar arttırılabilir.’’
    Ayrıca avukatlık mesleğinin kamu hizmeti olması neticesinde tabelaların dikkat çekmeden, reklam imajı yaratmamasına çok dikkat edilmelidir. Bu sebeple de yönetmeliğin 5. Maddesinin son fıkrasında tabelaların nasıl olması gerektiği ve boyutu detaylı ele alınmıştır.     İşbu yönetmelik gereğince büroların imkânsızlık dâhilinde asılabileceği yerler belirtilmiş olup, kaç tane asılacağı hususu da kesin olarak hüküm altına alınmıştır. Akabinde avukatların panolarının süslemeden uzak sade olmasına dikkat edilmiş, bu nedenle de ışıklı panolar ve ışık verici donanımlar yasaklanmış olup, en fazla iki renk kullanabilecekleri belirtilmiştir. 
D- BASILI EVRAK
    Yönetmeliğin 6. Maddesinde basılı evrak düzenlenmiştir. Yönetmeliğin 6. Maddesin evraklar konusunda detaylı ve kapsamlı hüküm altına alınmış olup, detaylı incelenmesi gerekmektedir.
Madde 6 — Başlıklı kağıtlar, kartvizitler ve diğer basılı evrak, reklam niteliği taşıyacak aşırılıkta olamaz. Başlıklı kağıtlarda, kartvizitlerde ve diğer basılı evrakta; sadece avukatlık unvanı, varsa akademik unvan, adı ve soyadı, adres, telefon-faks numaraları, internet ve e-posta adresleri ile bağlı bulunulan; Baro ve Türkiye Barolar Birliği sicil numaraları, vergi dairesi ile vergi sicil numarası (Ek ibare:RG-7/9/2010- 27695) ve Türkiye Barolar Birliği ve/veya kayıtlı bulunduğu baronun amblemi yer alabilir. 
    Birlikte çalışma halinde; "avukatlık bürosu" ibaresi, avukatlık ortaklığı halinde "avukatlık ortaklığı" ibaresi ve ortaklıkta yer alan avukatların ad ve soyadlarının yer alması da zorunludur. 
    Ortaklığa mensup avukatların, başlıklı kağıtlarında, kartvizitlerinde ve diğer basılı kağıtlarında; büro ya da ortaklığın adı yanında, kendi ad ve soyadlarını da kullanmaları zorunludur. 
    Başlıklı kağıtlarda, kartvizitlerde ve diğer basılı kağıtta avukat unvanı ve akademik unvan dışında; emekli yargıç, emekli savcı, emekli noter, hukuk uzmanı, marka- patent vekili, sigorta uzmanı, bilirkişi, Bakan, Milletvekili ve benzeri sıfatlar kullanılamayacağı gibi kamu kurum ve kuruluşu ile özel kurum ve kuruluşlardaki, siyasi partilerdeki geçmiş ve mevcut görevler belirtilemez. Barolar ve Türkiye Barolar Birliği organlarında geçmişte görev alan avukatlar bu unvanlarını kullanamazlar. Halen görevli olanlar bu unvanlarını; ancak bu görevin ifasında ve bu görevleri ile sınırlı olmak kaydıyla kullanabilirler. 
    Başlıklı kağıtlarda, kartvizitlerde ve diğer basılı evrakta; avukatın veya avukatlık ortaklığının ad ve unvanını belirtme amacını aşan her türlü yazı, deyim, resim, kayıtlı bulunduğu baro veya Türkiye Barolar Birliği amblemi dışında amblem ve şekiller yer alamaz. 
    Avukatlık hizmeti, hiçbir unvan altında marka tesciline konu olamaz; bu yolda başvuruda bulunulamaz. (Ek son fıkra:RG-7/9/2010-27695) Bu Yönetmelik kapsamında olanlar mühür biçiminde damgalar kullanamazlar.
    Yönetmeliğin 6. Maddesinin 1. Fıkrasında basılı evrakların, reklam unsuru taşımayacağı hüküm altın alınmıştır. Bu hususta basılı evraklarda reklam yasağına girmeden kartvizitte verilebilecek bilgiler tek tek belirtilmiştir. Belirtilen hususlar dışında kullanılacak olan bilgiler reklam yasağına ilişkin olup, anılı yönetmelik hükmünde de detaylı bahsedilmiştir. Şöyle ki;
    Basılı kâğıt, kartvizit veya evraklarda haksız rekabet ortamını yaratacak şekilde unvan ve isim eklenilmesi örnek vermek gerekir ise ‘’emekli ağır ceza hâkimi’’ unvanın kartvizitte yer alması reklam yasağına girmektedir. Zira anılı kartvizit meslektaşlar arasında haksız rekabete sebep olacağı gibi diğer meslektaşlarından daha tecrübeli veya daha başarılı imajı yaratılmasına da sebebiyet verecektir. Ayrıca ‘’hukuk uzmanı’’ veya ‘’ceza uzmanı’’ gibi unvanlarında kartvizitte veya diğer basılı evraklarda yer alamayacağı aleni olup, adalete olan güvenin zedelenmesi anılı yönetmelikle engellenmiştir. 
    Anılı yönetmeliğin diğer fıkrasında TBB ve kayıtlı bulunduğu baro dışında amblemin olamayacağı hüküm altına alınmıştır. Zira yönetmeliğin ilgili maddesi neticesinde kişilerin bağlı bulundukları siyasi partilerin veya sair grupların kartvizit veya diğer basılı evraklarda gösterilmesi neticesinde ilgili parti veya ilgili gruba özel kişilerin belli bir avukata yönlendirilmesi sağlanacağı açıktır. İşbu hususta da meslektaşlar arasında haksız rekabete izin verileceği ve bu sayede ün ve para sahibi olabileceği açıktır. 
    Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki, yönetmeliğin 6. Maddesinin 2. Fıkrasında ‘’Birlikte çalışma halinde; "avukatlık bürosu" ibaresi, avukatlık ortaklığı halinde "avukatlık ortaklığı" ibaresi ve ortaklıkta yer alan avukatların ad ve soyadlarının yer alması da zorunludur.’’ Hükmü yer almaktadır. Anılı fıkranın amacı, her iş sahibinin hangi avukatla çalışmak istediğini özgür olarak seçme hakkına sahiptir. Zira avukatlık mesleği aynı zamanda iş sahibi ile arasında oluşan güven ilişkisine de dayanmaktadır. İş sahibi avukatın işi başaracağına güvenmek ister bu sebepledir ki iş sahibi seçmiş olduğu ve vekâletini verecek olduğu avukatı bilebilmesi ve hakkını savunabilmesi için gereklidir. Son olarak yönetmeliğin 6. Maddesinin son fıkrasında mühür biçiminde damgaların koyulamayacağı hüküm altına alınmıştır. 
E-TELEFON REHBERİ
    Telefon Rehberi Madde 7 — Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, telefon rehberinin "meslekler" kısmına alfabetik sırada dizilmiş olmak ve diğer avukatlardan, avukat bürolarından ve avukatlık ortaklıklarından ayırt edici her hangi bir ifade, sembol, işaret ve saire kullanmamak koşulu ile; adı, soyadı, büro adresi, telefon ve faks numaraları, internet adresi ve e-posta adresini yayınlatabilirler.
    Yönetmeliğin 7. Maddesinde telefon rehberinde, hangi hususların bulunması ve dikkat edilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Anılı yönetmelik neticesinde telefon rehberinin meslekler kısmına alfabetik olarak dizilmiş olmaları reklam yasağını gerektirdiği haksız rekabete sebebiyet verebilecek ve meslek onurunu zedeleyebilecek, herhangi bir sembolün, ifadenin, unvanın kullanılmadan bilgilendirilmesidir.
    Günümüzde gelişen teknoloji neticesinde, telefon rehberlerine asgari oranda ihtiyaç gerektirdiği ve artık avukatların teknoloji ile beraber sosyal medya veya internet siteleri aracılığıyla tanıtımlarını sürdürdüğü açıktır. Her ne kadar günümüz teknolojisi ilerlemiş olsa da hala telefon rehberi kullanma ihtiyacı hisseden avukat meslektaşlarımız da bulunmaktadır. Lakin, anılı yönetmeliğin 7. maddesinin ileriki aşamalarda gelişen teknolojiye uygun olarak değiştirilmesi ve yenilenmesi gerekeceği kaçınılmaz bir gerçektir. 
F- MEDYA İLİŞKİLERİ
Medya İlişkileri Madde 8 — Bu Yönetmelik kapsamında olanlar; 
a) Adres değişikliğini, büro açılışını ve altı ayı aşan ara vermeden sonra yeniden mesleğe dönüşünü; avukatlık ortaklığına girişini ve çıkışını, reklam niteliğini taşımayacak şekilde, gazete ve sair yazılı basın yolu ile bir kez duyurabilirler. Avukatlık ortaklığının tescil ya da sona ermesi ya da ortaklardan birinin ayrılması ilan yolu ile duyurulabilir,
 b) Yaşamları, kazançları, mesleki faaliyeti hakkında "reklam niteliğinde" yayınlarda bulunamaz, halen ya da eskiden takip ettiği, devam eden veya sonuçlanmış bir dava hakkında; dava ile özdeşleşip tarafların sözcüsü gibi hareket edemez, davanın hukuki boyutları içinde kalmak kaydıyla ve zorunlu haller dışında yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarına ve internete görüntü, bilgi, demeç veremez, açıklama yapamazlar, 
c) Yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarında ve internette röportaj, sohbet, konuşma, tartışma ve benzeri programlara katıldıklarında; reklam sayılabilecek her türlü davranıştan, avukatlık mesleğini zedeleyici her türlü açıklamadan kaçınmak zorundadırlar,
 d) Avukat unvanı kullanarak yazılı, işitsel, görsel iletişim araçlarında ve internette yönetmen, düzenleyici, danışman ve sair sıfatlar ile dizi, sürekli yayın, süreli ya da süresiz programlar hazırlayamaz, sunamaz, yönetemez, hazırlanmasına, sunulmasına ve yönetilmesine katılamazlar, 
e) Gerek mahkemede temsil görevini yerine getirirken, gerek yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçları ve internet ile ilişkisinde kendisini veya üzerinde çalışmakta olduğu hukuki işi reklam olabilecek nitelikte ön plana çıkaramazlar. 
f) (Ek:RG-7/9/2010-27695) Bu Yönetmelik kapsamında olanlar iş sağlama amacına yönelik olmamak ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açmamak kaydıyla, baro veya Türkiye Barolar Birliği organ ve başkanlık seçimleri ile genel veya yerel seçimlerdeki adaylıklarına ilişkin bilgileri seçim tarihinden azami 2 ay önce başlayıp seçimi izleyen 10 gün içinde sona erdirmek kaydı ile yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçları veya i a internet yoluyla duyurabilirler. Bu duyurular amaca elverişli ve mesleğin saygınlığına yaraşır nitelikte olur.
    Bu durum genel anlamda avukatların, basın ve yayın organlarında görünmesinin yasak olduğu şeklinde yorumlanıyor olsa da durum tam olarak bu şekilde değildir. Anılı yönetmelikte belirtildiği üzere, reklam yasağı çerçevesinde avukat yazılı ve sözlü basın yolu ile reklam mahiyetinde olmayan kısmi duyuruları yapabilecektir. Zira yönetmeliğe konulan bu istisnai halleri ‘’ avukatın adres değişikliği, büro açılışı ve altı ayı aşan ara vermeden sonra yeniden mesleğe dönüşü; avukatın avukatlık ortaklığına giriş ve çıkışı,’’ halleri ile sınırlandırılmıştır. Fakat anılı yönetmelik kapsamında adres değişikliğini, büro açılışını ve altı ayı aşan ara vermeden sonra yeniden mesleğe dönüşünü; avukatlık ortaklığına girişini ve çıkışını bildirmek amacı ile sadece bir kez olmak sureti ve reklam niteliği taşımamak kaydıyla gerçekleştirilebileceği düzenlenmiştir. Lakin yönetmelikte belirtilen sayılı hallerde ilanı defaatle yayımlanmış veyahut reklam niteliği taşıyor ise ihlale sebebiyet vereceği açıktır.
    Ayrıca avukatlar çeşitli konularda televizyon programlarında reklam amacı ve ün kazanma amacı hedeflenmeden halka belli konularda bilgilendirme yapabilirler. Lakin Avukat, unvanını kullanarak yazılı, işitsel, görsel iletişim araçlarında ve internette yönetmen, düzenleyici, danışman ve sair sıfatlar ile dizi, sürekli yayın, süreli ya da süresiz programlar hazırlayamaz, sunamaz, yönetemez, hazırlanmasına, sunulmasına ve yönetilmesine katılamazlar. İşbu anılı maddenin, müvekkil haklarının korunmasına, adalete olan güvenin zedelenmesi ve avukatların bağımsızlığını korumak hedeflenmiştir.
G-İNTERNET
    Geçmişten günümüze yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte internet dünyasında diğer meslek grupları da yoğunlukla faaliyet göstermektedir. Lakin internet, bilgiye hızlı ulaşılmasını sağlamakla beraber herhangi bir kısıtlamaya tabi olmamaktadır. Bu sebeple, çoğu zaman bilgi kirliliği ile karşılaşmaktayız. Zira her meslekte olduğu gibi avukatlar arasında da internet ortamının yaygın kullanıldığı bilinmektedir. İnternet sayesinde avukatlar, Yüksek mahkeme kararlarına, sair mevzuata ve çeşitli hukuki eğitimlere ulaşması geçmiş zamanlara göre hem daha kolay hem de daha az masraf gerektirir olmuştur. Zira gelişen teknolojilerle beraber internet sayesinde avukatlar kurmuş oldukları internet siteleri ile dünyanın her tarafından iş sahiplerine kendini tanıtabilmeyi sağlamıştır. Lakin anılı avantajlarının yanında dezavantajlarında olduğu alenidir. Zira internet ortamının kısıtlamaya tabi olmaması neticesinde avukatlar arasında oluşabilecek haksız rekabetin ve avukatlık mesleğinin onurunu aykırı durumların oluşabileceği yadsınamaz bir gerçektir. 
Internet Madde 9 — Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, internet dahil, teknolojinin ve bilimin olanak tanıdığı her tür ortamda avukatlık mesleğinin onur ve kurallarına, avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen "Avukatlık Meslek Kuralları"na aykırı olmayacak şekilde kendisini ifade etme hakkına sahiptir. (Değişik ikinci fıkra:RG-7/9/2010-27695) Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, mesleki faaliyetlerini internet üzerinden sürdürmek, müvekkillerini bilgilendirmek, mesleki makalelerini ve bilimsel çalışmalarını yayımlamak amacıyla internet sitesi açabilir. Tabelada, basılı evraklarında ve internet sitesinde tercih ettiği e-posta adreslerini kullanabilir. İnternet sitesi üzerinden mesleki faaliyetini yürütürken avukatlık mesleğinin onur ve kurallarına, avukat unvanının gerektirdiği saygı ve güvene aykırı olmamak şartı ve gerekli güvenlik tedbirlerini alarak, sır saklama yükümlülüğüne uygun davranmak kaydı ile internetin kendine özgü araçlarını ve sadece ilgili kişinin ulaşabileceği, şifre-algoritma ile korunan internet sitesinin geri planında kişiselleştirilmiş “sanal ofis” benzeri uygulamaları kullanabilir. Bu uygulamalar ilgilisinin dışındakilerin kullanımına açılamaz. Bu Yönetmelik kapsamında olanlar açacakları internet sitelerinde; 
a) Site sahibi ya da sahiplerinin adı soyadı varsa akademik unvanı, avukatlık ortaklığı ise tescil unvanı, avukatlık bürosu ise büro unvanı, fotoğrafı, Türkiye Barolar Birliği ve baro sicil numaraları, mesleğe başlama tarihi, mezun oldukları üniversite, bildikleri yabancı dil, mesleki faaliyetin yürütüldüğü büro adresi, telefon ve faks numaraları, e-posta adresi, (Ek ibare:RG-7/9/2010-27695) baro ve Türkiye Barolar Birliği seçimlerine yönelik oy verecek üye ve delegeleri kendileri ve diğer adaylar hakkında bilgilendirme gibi bilgilerin bulunmasını sağlar, 
b) İş sağlama amacına yönelik olmamak ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açmamak kaydıyla internet sitelerini arama motorlarına kayıt ederken anahtar kelime (keyword) olarak; "adı ve soyadı", "avukatlık ortaklığı unvanı","avukatlık bürosu unvanı", "bulunduğu şehir ve kayıtlı oldukları baro" "avukat, hukuk, hukukçu, adalet, savunma, iddia, eşitlik, hak" dışında bir sözcük ya da tanıtım tümcesi kullanamaz, 
c) İş sağlama amacına yönelik ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açacak şekilde, internet kullanıcılarını kendi sitesine veya kendi sitesinden bir başka siteye yönlendirecek internet kısa yolları kullanamaz, kullanılmasına izin veremez ve reklam veremez ve alamaz.
    TBB Reklam Yasağı Yönetmeliği’nin 9. Maddesinin 1. Fıkrasında, internet ortamında avukatın kendisini tanıtırken veya davranışta bulunurken davranış ve ifadelerinin avukatlık meslek kurallarına uygun olacak şekilde davranılması hüküm altına alınmıştır. Akabinde sitelerin hangi amaçla açılacağı, sitenin ne için kullanacağı, sitenin güvenliği ve avukatın sır saklama yükümlülüğü anılı yönetmelikle belirtilmiştir. Zira avukatların kullanmış olduğu sitede bulunması gereken hususlarda, anılı yönetmeliğin 9. Maddesinin a fıkrasında belirtilmiştir. Anılı yönetmeliğe göre sitede bulunması gereken hususlar şöyledir;
1- Site sahibi ya da sahiplerinin adı soyadı varsa akademik unvanı,
2- avukatlık ortaklığı ise tescil unvanı
3- avukatlık bürosu ise büro unvanı, fotoğrafı,
4- Türkiye Barolar Birliği ve baro sicil numaraları,
5- mesleğe başlama tarihi
6-mezun oldukları üniversite, 
7-bildikleri yabancı dil, 
8-mesleki faaliyetin yürütüldüğü büro adresi, telefon ve faks numaraları, e-posta adresi
    Yukarıda belirtilen 8 madde avukatlık mesleği için açılacak olan internet sitesinde bulunması gereken bilgilerdir. Zira anılı bilgilerin belirtilmesinin amacı, iş sahiplerinin hukuki yardım almak istedikleri avukatı tanıyabilmeleri ve doğru hukuki yardımı alabilmesini sağlamaktır. 
    Akabinde kamu hizmetinden kaynaklı olarak da iş sahiplerinin yanlış yönlendirilmesini ve adalete olan güvenin zedelenmesini engellemek ayrıca meslektaşlar arasında oluşabilecek haksız rekabetinde önlenmesi hedeflenmiştir. Zira sitede belirtilen hususlar dışında siteye unvan eklenilmesi gibi sair durumların reklam yasağına aykırılık oluşturacağı aşikardır. Aynı şekilde yönetmeliğin 9. Maddesinin b fıkrasında haksız rekabetin önlenmesi ve reklamın engellenmesine yönelik düzenlemedir.
    Aynı yönetmeliğin 9. Maddesinin son fıkrası olan c ise internet sitelerinin ticarethaneye çevrilmesinin engellenmesine, iş sahiplerini yanıltıcı reklamlara veya bir siteden diğerine aktarılmasının engellenmesi hedeflenmiştir. 
    Önemle tekrardan belirtmek gerekir ki, günümüzde hızla gelişen ve gelişmekte olan teknolojiyle, beraber avukatların hukuki bilgiye hızlı ve kolayca ulaşılması sağlanmış ve daha çok iş sahibiyle tanışmasına olanak sağlanmıştır. Aynı zamanda işbu yönetmeliğin 9. maddesiyle, avukatlık mesleğinin icrasında, meslek onurunu ve kurallarını zedelenmemesi, adalete olan güvenin sarsılamaması ve haksız rekabetin engellenmesi hedeflenmiştir.
H-İŞBİRLİĞİ
    Türkiye Barolar Birliğinin 10. Maddesinde İşbirliği düzenlenmektedir. Anılı yönetmeliğin 10 maddesi şu şekildedir.
    Madde 10 — Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, ülke içinde ve dışında işbirliği yaptıkları ve başka kentlerdeki avukatları, ortak avukat bürolarını ve avukatlık ortaklıklarını; "İrtibat Bürosu" ve benzeri tanımlarla, işbirliğini genelleştirecek ve süreklilik kazandıracak biçimde açıklayamazlar, duyuramazlar.
    Yönetmeliğin 10. Maddesinin amacı, avukatlar arasında oluşabilecek işbirliğinin genelleşmesinin, ülke çapında ve ülke dışında oluşabilecek işbirliğinin engellenmesi hedeflenmiştir. Çünkü avukatlar her ne kadar meslektaş olsalar da mesleğin serbest meslek niteliğini de taşıması neticesinde ister istemez ülkemizde mesleki rekabet yaşanmaktadır. Bu nedenledir ki, avukatlar arasında ülke dışında veya ülke içinde yapılacak olan birleşmeler, ortak bürolar veya irtibat büroları gibi birleşmeler avukatlar arasındaki meslektaşlık anlayışına zarar vereceği gibi meslektaşlar arasında haksız rekabete de sebebiyet verecektir. 
I-YÜKÜMLÜLÜKLER
Madde 11 — Bu Yönetmelik kapsamında olanlar; salt ün kazanmaya yönelik her tür girişim ve eylemlerden kaçınmak, iş elde etmek için reklam sayılabilecek her hangi bir girişim ve eylemde bulunmamak, üçüncü kişilerin kendileri için reklam sayılabilecek bu tür eylem ve davranışlarına izin vermemek, engel olmak için gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler.
    Anılı yönetmeliğin amacı, avukatların meslek onurunu ve kurallarına zarar verecek eylemlerden kaçınması gerekmektedir. Aynı zamanda avukatlar mesleklerini icra ederken reklam alınmaması konusunda makul emeği harcamak ve gereken önlemleri almak zorundadır.
İ-YÖNETMELİK HÜKÜMLERİNE AYKIRILIK
MADDE 12 – (Değişik:RG-7/9/2010-27695) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırılık tespiti halinde barolar tarafından ilgiliye bir uyarı yazısı gönderilir ve söz konusu aykırılığın 15 gün içerisinde giderilmesi gerektiği aksi takdirde baro tarafından resen soruşturma açılacağı bildirilir. Uyarı yazısının ilgilisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde aykırılığın giderilmediği tespit edilirse, baro tarafından resen soruşturma başlatılır. Bu Yönetmeliğe aykırı fiil veya fiilleri birden fazla işleyenler hakkında uyarı yazısı gönderilmez, derhal ve resen disiplin soruşturması açılır. Türkiye Barolar Birliğine yapılan şikayet başvuruları içerik incelemesine tabi tutulmaksızın avukatın kayıtlı olduğu baroya gönderilir.
    Anılı yönetmelik maddelerinde uyulması gereken koşullar tek tek belirtilmiş olmasına karşın, koşullara uyulmaması neticesinde uygulanacak yaptırımlar yönetmeliğin 12. Maddesinde belirtilmiştir. Yönetmeliğin 12. Maddesi gereğince, yönetmelik hükümlerinde aykırılık tespit edilirse, baro tarafından aykırılığı yapmış olan avukata uyarı yazısı gönderilerek tebliğinden itibaren 15 gün içinde aykırılığın giderilmesi yoksa resen soruşturma açılacağı bildirilir. Zira yönetmelikte belirtilen hususlara aykırı eylemlerin birden fazla işlenmesi neticesinde uyarı gönderilmeden ivedilikle resen soruşturma açılacağı akabinde şikâyet başvurularının esasa girilmeden, avukatın kayıtlı olduğu baroya gönderileceği hüküm altına alınmış olup, anılı yönetmeliğin 15. maddesinde de yönetmelik hükümlerinin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından yürütüleceği düzenlenmiştir.
    Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki anılı yönetmeliğin geçici madde 2 başlığı altında ‘’ bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş disiplin soruşturmaları hakkında da yönetmeliği 12. Maddesi uygulanacağı’’ hüküm altına alınmıştır.

                                AV. ABDULLAH ÖZDEMİR